Hepimiz beslenmemize dikkat eder olduk artık, ne kadar yediğimizi sürekli olarak takip ediyoruz. Peki ne kadar yediğimizi sürekli takip ederken, acaba ne yediğimizi yeterince biliyor muyuz? Bazılarımız bilinçsizce, bazılarımız bilinçli olarak yeni ve daha iyi yemek alışkanlıkları geliştirmek için çabalıyoruz.
Fazla bilinmeyen bir gerçek ülkemizdeki üretilen gıdaların önemli bir bölümünün sağlık için riskler taşıdığı. Sağlıklı olarak gördüğümüz meyve ve sebzeler örneğin; ilaç kalıntıları, hormon kullanımı ile önemli bir risk faktörü. Peki çok sağlıklı olarak gördüğümüz tavuk eti! Daracık kafeslerde 38-40 günde yetiştirildiğini biliyoruz da, yem olarak kendi tüylerinin ve kanının yedirildiğini biliyor muyuz? Evet, tavuk kesiminde elde edilen tüyler ve kan, işlemden geçirildikten sonra tavuk yemi yapılarak tekrar değerlendiriliyor.
Acaba İngiltere’de “Deli Dana Hastalığının” kesim sonrasında artıkların hayvanlara tekrar yedirilmesi sonucu çıktığını düşünemiyor mu bunu yapanlar, yoksa aldırmıyor mu?
Yada dana etleri, en yağsız yerini seçip, temel ihtiyaçlarımızdan proteinin en güçlü kaynağı olarak görüp yediğimiz lezzetli besin. Onun durumu da tavuktan iyi değil, içine özel katkılı bir çözelti ile su enjekte edilip ağırlığının %30-%40 artırıldığını biliyormuyuz. Evet bu konuda daha şanslıyız, en azından bu işlemden geçen etler çiğ haldeyken görüldüğünde anlaşılabilir, ama ya pişmiş olarak tükettiklerimiz, onlar ne olacak.
Hazır gıdalardan bahsetmeye bile gerek yok zaten, sağlığına dikkat edenlerimiz onlardan itinayla uzak duruyor. Bizim konumuz sağlıklı beslenmenin olmazsa olmaz bileşenlerindeki problemler. Peki ne yapmalıyız, yukarda saydıklarımızın hiçbirini tüketmeyecek miyiz, elbette hayır, bunları tüketmeye mecburuz. O zaman kırmızı etleri mümkün olduğunca evde tüketmeliyiz ve güvendiğimiz bir yerden satın almalıyız. Çoğunlukla evimizin civarında bulunan ve pek de beğenmediğimiz Kasap bunun için iyi bir alternatif, çünkü işletme ne kadar ufak olursa yüksek teknoloji ve bilgi gerektiren hilelere o kadar uzak oluyor.
Ya beyaz et onun için ne yapmalı? Ehh bu konuda iyi bir alternatifimiz var balık! Tabi ki balığında denizden tutulanını tercih etmeliyiz, o çiftliklerde yetiştirilenleri değil.
Geriye kaldı sebze-meyve, evet gerçekten zor konulardan biri bu kısım işte, toprakta yetişen bu ürünlere ne kadar ve nasıl ilaç sıkıldığını nereden bilebiliriz! Sanırım bunlarda da en iyi alternatif gıda güvenliği denetimi yapılan yerlerden satın almak. Aslında gıda ürünleri içinde en iyi denetlenmeye çalışanların başında bu ürünler geliyor. Malum yurtdışına ihraç ettiğimiz meyve-sebzelerde sıklıkla sorun çıkıp geri yollanınca bunlar iyice bir denetlenmeye başladı. Darısı diğer gıda ürünlerinin başına.
Emrah Sarıtaş
Emrah Sarıtaş
60 yıldır gıda sanayiciliği yapan bir ailenin 3. kuşak temsilcisi olan Emrah Sarıtaş. Hali hazırda et sanayii ve gıda perakendeciliğinin yanı sıra restorant işletmeciliği de yapan aile şirketini yönetmektedir. Türk toplumunun gıda konusunda bilinçlenmesi için çalışmalarıda bulunan Emrah Sarıtaş özelikle protein içeren gıdaların sofralarımıza sağlıklı ulaşması için çalışmaktadır.